Paylaş
Orijinal adı ile
The Hunger Games Suzanne Collins tarafından yazılmış. 2008'de yayımlandığı zaman büyük ses getirmiş. Ben bu kitabı okumakta oldukça geç kaldım; çünkü best seller olayına ön yargılı bakıyordum.
Aslında gençlik romanı diye lanse edilse de her yaştan okurun ilgisini çekebilecek bir kurgu roman.
Uzak ve zamanı belirsiz bir gelecekte, Kuzey Amerika'da bir yerlerde, Capitol adlı merkezi yerleşim birimi tarafından köleleştirilmiş 12 yerleşim bölgesinden biri olan Panem'de yaşayan Katniss Everdeen'ın ağzından anlatılıyor.
The Hunger Games yani Açlık Oyunları, her yıl Capitol'ün gücünü halka anlatmak için ülkenin 12 köleleştirilmiş bölgesinden seçilen, birer kız ve erkekten oluşan, yaşları 12-18 arasında değişen gençlerin, özel olarak hazırlanmış vahşi bir bölgede tek kişi kalana dek ölümüne hayatta kalma mücadelesini gösteren bir televizyon yapımı.
Romanı bitirdiğim günün akşamı filmini de izledim ve çok başarılı buldum.
Açlık Oyunları (film) - Vikipedi
''Roman İşte! Müthiş kurgusu ile etkileyici olsa da sonuçta roman'' diye düşünebilirsiniz ama bendeki etkisi biraz farklı oldu. Bu kitap tam anlamı ile kapitalizmin insanları nerelere kadar götürebildiğinin bir göstergesi. Hala okumamış olanlar, okudukları zaman ne demek istediğimi gayet net anlayacaklardır. Çünkü dünyada olup bitenlere baktığımız zaman, özünde kitapta anlatılanlardan pek de farklı olmayan ''var olma oyunları'' nın kapitalizmin temeli olduğunu görebiliriz. Bir yanda olanakları sınırsız varsıllar ve diğer yanda onların bu yaşamını sürdürmeleri için, bir lokma yiyecek karşılığı canları pahasına bitmez tükenmez mücadeleler vermek zorunda bırakılan başka insanlar.. Üstelik adaletle ilgisi olmayan cezalandırma sistemlerinin korkunç boyutlardaki uygulamaları ile bu insanlara hiç bir direnme hakkının tanınmıyor.. Daha fazla söz edip zamanınızı almak yerine, kitabı okumaya bir an önce başlamanızı öneriyorum.
Şu an serinin ikinci kitabı olan ''Ateşi Yakalamak'' adlı romanı okuyorum. Aynı başarılı kurgu ve anlatım, temposunu düşürmeden devam ediyor.
No comments:
Post a Comment