Monday, April 7, 2014

Hayat öğrendikçe güzel!





Bu aralar çok açım, ruhum tatmin olmuyor. Daha yeni tatilden geldim, onlarca müze sergi gezdim; yok nafile hala gezip göresim çok. Yepyeni tarifler öğrendiğim yeni dergilerim, kitaplarım var; yetmiyor ruhum daha fazla okumak, daha fazla araştırmak istiyor. Yediğim önümde yemediğim arkamda olmuyor, bu damak yepyeni şok edici tatlar ile karşılaşmadıkça tatmin olmuyor; baharatçıya gidiyorum yeni tatlar buluyorum, bir sonraki yine yavan geliyor. Eğitimler oluyor, dikkat kesilip dinliyorum, sokağa çıkınca “bu da bitti sıradaki” diyorum. Dedim ya ruhum aç, ne yapsam olmuyor, 24 saat yetmiyor. Uyumamanın bir formülü olsa ya uyumam okurum, yazarım, araştırırım. Öyle bir açlık baş gösterdi bu aralar, doymak çok zor.











Bu yüzden kırk parçayım, çantamdaki anahtarı bulana kadar bulmaca kitabından, not defterine, iş-güç evrakından, yemek tarifine her şey dökülüveriyor tezgah üzerine! Halbuki bir yoluna sokabilsem işleri, bir sıra oluşabilse keşke ruhum da dinginleşecek, zihnim de; haliyle ben de...













Her an herşey aklımda, işte bu gibi günlerde gelen etkinlik haberleri oluyor maille. Baştan diyorum ki “o gün çalışıyorum” (bu arada bahse konu gün Cumartesi) sonra inatlaşıyorum kendimle, “gitmeliyim, kendime gelmeliyim, hep iş olmaz arada kendime vakit ayırmalıyım”. Böyle bir mücadele sonunda geçen hafta kendimi EKS Mutfak Okulu’nda buldum işte, “Emsan ile YemekGünleri”nde... Ne de güzel oldu. Onca yetişemem düşüncesine, vaktinde aldım soluğu istasyon başında önlüğümle...













Sadece markaları tanımak adına değil, hem günümüz hem de geleceğim şeflerinden bir şeyler öğrenmek adına bu etkinlikler biz yemek severlere o kadar güzel oluyor ki; hem kulağımıza bir kaç yeni bilgi küpe oluyor, hem de öğrenirken pişirdiklerimiz de cabası...













Bu keyifli günde neler pişirdik neler? Zeytinyağını tuz, karabiber ve safranla iyice karıştırıp ince dilimlediğimiz balık filetoları marine ettik ardından kereviz, portakal kabuğu ve pek çok sebze ile soteledik ve sebzeli balık çorbası da diyebileceğimiz bouille a baisse hazırladık.













Yanına evde de yapmayı çok sevdiğim, pratik olduğu kadar besleyici ve doyurucu tavuklu ve sebzeli noodle hazırladık.













Kesmedi, düdüklü de buğdaylarımızı haşladık, közlenmiş kırmızı biber, maydanoz, nane ve yeşil soğanı ince bir şekilde doğradık ve ceviz de katıp, mis gibi bir cevizli buğday salata yaptık. (Bu satırları yazarken de buğday mutfakta pişiyor, yarın kendisi öğle yemeği olarak salata olup, işe gidiyor.)













Ardından enfes bir final için sufle hazırladık. En kısa sürede tarifi ayrıca paylaşacağım, hem pratik hem de leziz; misafir gelmesine 5 kala elinizin altında durmalı cinsinden...













Hepi topu 3 saat size bahsettiğim bu zaman dilimi ama işte beni kendime getirdi. Aç ruhum üç saatliğine zırıldamayı kesti, kesti kesmesine ama kapıdan çıktı gene başladı. Ne olacak benim bu halim? Nedir sizce tedavim? Haydi ama “şımarıklık” demeyin! Daha çok görmeli, bilmeli, öğrenmeli halimi susturacak çözüm nedir? Ya da susturmamalı, akışına bırakmalı ve yetişebildiğim yerinden yakalamalıyım kendimi? Çözemedim gitti!













İşin özü kendime sadece kendime ve hobime vakit ayırdım diye o bir kaç saat çok keyifli geçti. Bir yandan yemek pişirdik, bir yandan yepyeni ürünler ile karşımıza çıkan Emsan’ı deneyimledik. Emsan Genel Müdürü Uğur Kaymak’ın bizzat kolları sıvayıp bizlerle mutfakta çalışması, ürünleri deneyip anlatması, görüşlerimizi alması ise hakikaten bir harikaydı. EKS ev sahipliğinde geçen bugün için başta Emsan ve ajansları Aristo ve bize her gittiğimiz yepyeni şeyler aktaran Şef Eyüp Kemal Sevinç ile güleryüzlü ekibine çok teşekkürler...






Hayat öğrendikçe güzel.


Afiyetle günler dilerim.

No comments:

Post a Comment